0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1250
Okunma

Yaşamak hiçde tanrısal değil!
Karenina.
Yoksunuz ve yoksulluğumuz şiirimizden okunuyor.
Pasımızı silemiyor güneş ışınları
Seni sevmek karenina canıma mal olacak, biliyorum.
Bile bile bir lades benimkisi karenina ve seni aklımda sıkı sıkı tuttuğumdan,
Hiç bir zaman haberin olmayacak.
Cebimde taşıyorum anahtarını ölümün.
Ve seni sevmek ağır ve aksak bir bakıma kan kaybından ölmektir karenina.
Sevmek hiçde tanrısal değil
Aramızdaki uçurumlar büyüyor karenina
Yaptığım kağıttan gemiler, sana ulaşmadan intihar ediyorlar.
Bir su ki ayak boyunda
İnsan yaşarken okyanusları geçiyorda
Severken, bir kaşık suda boğuluyor karenina.
Ben, bu aralar karenina vebalı bir güvercin gibi ölümü bekliyorum.
Ne kimseler dokunuyor bana nede kimselerin ilgisini çekiyorum.
Canından ümit kesilmiş bir ağaç gibi
Odun olmayı bekliyorum.
Keşke kağıt yapsalar, benden karenina
Belki en az benim kadar seven genç bir şairin
en az senin kadar güzel bir kadına yazdığı şiire
ev sahipliği yapardım.
Ölmek hiç tanrısal birşey değil karenina.
Yoksunuz ve yoksulluğumuz aşkımızdan okunuyor, karenina.
İnsan yaşarken tam karenina
Severken, bozuluyor.
Sonra onunla ciklet alıyorlar,
Çigniyorlar, çigniyorlar ve sonra
Sokağa atıyolar karenina.
Sonra o cikletin üzerine basıyorlar parfüm kokulu kadınlar ve adamlar.
Basıyorlar , basıyorlar, sonra daha çok basıyorlar.
Ezilmek, ve bir an önce bir çöp olmak
Hiç tanrısal değil karenina hiç tanrısal değil.
Seni, çanların sustuğu, vapur düdüklerin olmadığı bir yerde bekleyeceğim karenina.
Beklemek, hiç tanrısal değil.
Yoksun ve yoksunuz, yoksulluğumuz tanrısızlığımızdan okunuyor.
Yoksulluk, hiç, hiç tanrısal değil
Nina...