0
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
1033
Okunma
Elimden gelmeyenler için elime kırgınım biraz da geç kaldığı için ölüme
Şey Ben, bekletilmekten hiç hoşlanmamda bekleten ölüm dahi olsa.
Çocuk yüzlerinin kuşattığı şehirlerdir evin
Hatıranı yorgan yaptım üzerime örttüm.
Yüreğim dört taraftan işgale uğramış Osmanlıdır.
Yazamamak sana bir bakıma intihardir.
Bir dizeden düşüyorum, dizlerimi kanıtıyorum.
Senin yüreğinde bayram sevinci
Şen şakrak çocuk parklarıdır yüzün
Ben, bir daha okunmamak üzere odunluğa atılmış, bir hayat bilgisi kitabıyım.
Kuruyor yapraklarım, kırıyorlar beni kuru bir dalı kırar gibi.
Sana tutunmak istiyorum, düşürken gözlerinden.
Ben inmek istemiyorum, müsait bir yer diyip beni minibüsten atıyorlar.
Soguyan herşey acırmış mesala bir bardak çay
Belki ondandır aramız acıyor.
Gizlenmekten aciz bir gizim
İzimi siliyor aç çakallar
Parsel parsel satıyorlar beni
Pazarlarda.
Yok pahasına hibe ediliyor
Hiç nedensiz linç ediliyorum.
Doktorlar kabul etmiyorlar beni muayene odalarına
Eczaneler ilaç vermiyorlar.
Adıma bir oy pusulası dahi göndermiyorlar.
İsmim hiç bir resmi evrakta geçmiyor
Aynalar yüzümü göstermiyor
Kendime adresi olmayan mektuplar gönderiyorum.
Savaş artığı şehirler gibiyim hızla terk ediliyorum.
Kimse almıyor beni arabasına
Yine de ben kızmıyorum kimseye
Elimden gelmeyenler için elime
Biraz geç kaldığı için ölüme
Birde içimden gelmediği için sen, haricinde.
Dudaklarımdan şarampole yuvarlanıyor vagonlar dolusu cümleler
Elektrik tellerine takılıyor uçurtmam
Dünya benim meskenim olmaktan çıkıyor
Yeryüzü ile gökyüzü arasında lanet bir yerde sıkışıyorum.
Mescid-i aksa işgal altında oraya sığınamıyorum
Kutsal filistin toprakları gibi kaynıyor içim
Hıncımı şiirlerden alıyorum
Bir uçurumdan düşer gibi düşüyor başım
Yorgun Ortadoğunun omuzuna
Çaresiz birbirimize bakıyoruz
Ne ortadoğu ne ben hayatımız hakkında bir karar verme hakkına sahip değiliz.
Yok sayılıyor, hor görülüyor,sürekli tartaklanıyoruz.
Üzerimize doğrultuyorlar silahlarını
Oysa şerefli başımızdan başka verecek hiç birşeyimiz yok onlara.
Hiçbir çiceği okşamadan
Ellerini tutmadan ölmek istemiyorum
Tanrım, ne sağır edici bir sesi var yalnızlığın
İnsanlığa olan tüm inancımı çarmığa geriyorlar
Beni İsa değilim dayanamıyorum.
Beni çaresizlik denen bu ateşe atıyorlar
Yanıyorum ben İbrahim değilim tanrım
Ve bana su taşıyacak bir karıncam dahi yok.
Ölüm kol geziyor içimde
Ölümde doğru zamanı bekler mi tanrım?
Eğer öyle olsaydı ölmezde değil mi çocuklar
Tamam sustum tanrım bari sen affet
Ben insanlarını affetmeyeceğim.
Bir otobüs terminalindeyim tanrım
Burda hayat ne kadar hızlı akıyor
Ben elimde ölüm dolu valizimle
Kıvrılmışım bir yorgan gibi
Tüm heyacansızlığımla ölümü bekliyorum.
Ne kadar korkunç tanrım
Söyleyecek hiçbir şeyinin olmaması.
Söylenecek tüm sözler tedavülden kaldırıldı
Anlaşılamamak, ne kadar iç kırıcı
Heleki anlaşılmaya bu kadar ihtiyacım varken.
Dünya öküzün boynuzlarında mı bilmiyorum ama
Öküz benim içimde tam şuramda
Kendime taammül edemiyorum tanrım
Gittikçe sarıyor ve kuşatıyor ruhumu yalnızlığın yaraları
Ben Eyüp peygamber değilim ki tanrım
Sabredemiyorum.
İçimin tüm mermerlerini toz eden bir bomba patlıyor içimde
Bir tufana yakalanıyorum tanrım
Sarıyor gırtlağıma kadar beni
Nuha gemi yapmayı öğreten sen
Bana yardım etmiyorsun
Ben tek başıma bu kimsesizliğimle
Kalakalıyorun savaşlar ortasında annesinin sesini yitirmiş bir çocuk gibi.
Bir çocuk bombaları nasıl döver tanrım?
Sana seni sevdiğimi söylemeyeceğim
Tutacağım boğazımda
Ne çıkarabileceğim
Ne yutkunabileceğim.
Ne pahasına olursa olsun
Sana seni sevdiğimi söylemeyeceğim.
Nerdesin şimdi ne yapıyorsun
Son hızla sana geliyorum Ey ölüm!
Ne kadar güzel insanın bir bekleyenin olması.
Tanrım, doğumdan önce ölümü yarattınız
Çok garip değil mi sizcede
Öldüreceğiniz birşeyi yaratmak.
5.0
100% (1)