9
Yorum
26
Beğeni
0,0
Puan
1366
Okunma

Kurşun için de el açan zıtlıklar türbesinde,
Birikiyorken kör dualarınız...
Tanrı bile küskün kapatmış gözlerini
Öldürüyorken insan gözünün gördüğü bir diğerini
Hangi yeni ay kutlamalarınız ve bayramlarınız
Bana makul olabilir ki...
Kana bulanmış elleriniz
Önce yıkanmalı temizlenmelisiniz...!
Yerde oynasan bir dizi şımarık çocuklar gibisiniz,
Öğütlerim sizi kavgalarınızdan ayırmaya yetmiyorsa eğer...
Oyunlarınız bana zulüm güzel canıma sözde
Edilmiş iyi niyetli eziyetlerken,
Var mı daha kalan gerisinde bir güzellik
Neden sanıyorsunuz yüzüm sizden gizlenik
Oysa
Bütün evde kalmış kızların tek talibi ben iken
İçime yuvarlanmış bir seviçnten hala paylanmadıysam...
Hep sizin yüzünüzdendir sizin...!
Keşke
Size olan bu kırgınlık günlerimin sonunda
Bir tas usulca yuvarlanıp çarpsaydı calınmaz
Kapılarımın demir duvarına
Yoklanırdı belki unutulmuş olan varlığım
Sen cağırırdın bende sana cevaplar
Yağdırırdım...
Sevgilim
Eyüp’de dememiş miydi
Hatırlasana...
O vakit
Öyle bir bereket olurdun ki kucağımdan dışarı
Kendini patlarcasına savurup saçan
Ey güneşe doğru cüretkar ama nefrete karşı
Sus pus olan insan...!
Bezelidir gök yüzü bile kötülüğün kızgın alevine
Umutlarımı sen aldın lale tohumları gözünü güne açarken
Simdi uykularını yokluğumda huzursuz aksamlar vuruyorken
Ey anlayışsız
Bilsen ki
Karıncada ki hikmete bile nasıl muhtaçsınız...
Eyer
Kayıyorsa bir hiçliğin içinde hala umutları
çocukların
Ve el sallarken sönüyor geri yanmıyorsa
Gözlerinde ışıklar...
Her şeyin sebebi sensin ey huzurda nefreti ballandırıp tatlandıran
Sevgiden doğurmamış olan yalancı kadının oğlu..
Merhemin zehirli otlardan yapılmış yalan oku...
Öyle mi...
Değilse
Neden hala...
Sizin için lafı sözü geçmez ihtiyar babalar gibiyim...
Uyku yastıklarım omuzuma batan iğnelerle doluyken
Her yeni güne nasıl mutlu mesut uyanabilirim ...
Nasıl...
ELIF EDENHAUSER