7
Yorum
28
Beğeni
0,0
Puan
1544
Okunma

siz bayım
evet siz
görüyorum ki burnunuz kaf dağında
başınız hep karlı
üşütmeden biraz eğilseniz diyorum
alimallah zatürre olursunuz.
öyle mağrursunuz ki söylemeye çekiniyorum
ama anıların ağırlığından kamburlaşan sırtınız
bir kahvenin hatrını dahi taşıyamaz olmuş
ki ne çok severdiniz bir zamanlar
elanın harelerine aşık gözleriniz
nasılda yudumlardı kahvesini çaktırmadan
güneş çalmadan yeşilini
eliniz elimin içinde yavru güvercin gibi çırpınırdı
şimdi ne desem boş biliyorum
siyah abanoz gözleriniz yosun tutan yanıyla
hala ne kadar sert ve inatçı
korkmayın
bir lütuf zannettiğiniz gülücüğünüzden
çalmak gibi bir niyetim hiç olmadı
zaten ömrümün o kara kaplı defterini kapatalı çok oldu
mazinin solgun yüzünü de takmıyorum artık
arada şiirlerimde sizden kalan satırlar varsa da
affedin
kalem ve yürek kolay söz dinlemez bilirsiniz
biri aşka biri yasa alışkındır her koşulda.
hep derim ya
hadsizdir yürek
başına buyruk halleri nice seveni rezil eder
hoş gönlümle kavgaya son vereli de çok oldu ya
böyle yalnız
böyle sakin bir yolu tercih edeli
huzurun kollarında daha mesudum
kanadı kırık kuşa kimin ne sözü olur
iyileşmez bilirsiniz
sessizce bir köşede ölümü bekler
ya da nankör bir kedinin dişleri arasında son bulur
fakir hayatı.
siz bayım
fakirlik nedir benden iyi bilirsiniz
hiç gönül zengini olamamıştınız zaten
alışkınsınız tatsız tuzsuz bir hayatı yemeye
arada vücudunuza sürünen leş kargalarından
ne düşerse nasibinize
teninize sürer
iştahsızca kemirirdiniz bir ucunu
ve kolayca bırakıp giderdiniz üstünü örtmeden kalan parçaların
ki kargalar bile yapmazlar bunu
leşlerinin üstünü toprakla kapatırlar..
ben hep çok zengindim bayım
bir elim sevdaya
bir elim şefkate dalmış
artanını eşe dosta sunmuştum
sonradan fakirleşmek ne zordur bilemezsiniz
ne zordur sevgisiz bir hayata sarılmak
bu kadar soğuk olduğunu hiç bilmezdim
ne zordur çıplak kalan duyguların üşümesi
yuvadan düşen yavru kuş gibi titremesi.
acıyan gözlerle bakmayın öyle bayım
insan her şeye alışıyor zamanla
düğmesiz kalan ceketinin kenarlarını
yumruk yaptığı eliyle sıkıyor
yorgunluktan terliyor bile bazen
arada gece gözlerini açınca günün üstüne
ve yıldızlar sessizce ağıt yakarken parlayan ay/a
kendi kaybettiği varlığa hasreti depreşiyor
unutmak bir o kadar zorlaşıyor bayım
o yüzden günün soğuk yüzünü bekliyor dilinde sonsuz dualar.
şimdi bayım
lütfen o acıyan gözlerinizi
iğne deliğinden geçmez sözlerinizi
bana sokmaya çalışmaktan vazgeçin
ve ardınızda bırakmadığınız izinizi de alarak
çekilin karşımdan
bana kirli bir geçmişi hatırlatıyorsunuz
ki bu daha çok acıtıyor içimi.
Ayvazım DENİZ