31
Yorum
33
Beğeni
5,0
Puan
2944
Okunma

Anamızın karnında başladı hayatımız
Sırtında gittik tarlalara
Harmanlara azık taşıdık.
Kolumuzda çıkın,
Üstümüzde yamalı zıbın,
Düştük kör sabahlarda,
Tozlu yollara.
Sığır güttük ovalarda,
Yufka arası taze soğan,
Bir de haşlanmış yumurta…
Yiyeceğimiz ekmeğe,
Yetmeyince üç beş parça tarla,
Ver elini şehir dedik.
Geçinip gideriz belki,
Karınca kararınca…
Zenginlerin düğünlerinde,
Sığıntı sünnetler olduk.
Çatılmış kaşların gölgesinde,
Bedava…
Oyuncaksız oyunlarımız vardı
“Yağ satarım bal satarım”,
Ne yağımız oldu ne de balımız.
Göstermeden güneş yüzünü
Akan burnumuz,
Moraran ellerimizle soğukta,
Sabah simitleri sattık.
Gururumuzu satmasak da…
Yıldızlar yağardı üstümüze.
Ay bedir olurdu.
Mecnun Leyla’ya âşık,
Ferhat Şirine.
Ağlardık,
Yazlık sinemalarda…
Yuvarlak yemek sofrasında,
Sarı matematik defterlerinde,
Yokluğu topladık.
Umutlarımızı çarptık çoğalttık.
Ekmeğimizi böldük,bölüştük
Ama dertlerimizi çıkaramadık
Beş numara gaz lambası
Işığında
Bereç bataryalı Siera marka radyolarda
Babamız ajans dinlerken
Ellerimiz dizlerimizde oturduk
Hep sustuk
Susmayı öğrendik
Sustukça
Tornistan ceket
Yamalı pantolonlarla,
Sınıfımızın en güzel kızlarına âşık olduk
Söyleyemedik kimselere
Bilecekler korkusuyla
Etsiz yemeklerin yanında
Dayaklar da yedik
Azarlar işittik
Ekmeğin hasını bulduk
Yemeğin etlisini.
Sonraki yıllarda
Devlet kapısında
Sevdiklerimizi yitirdik
Bilinmez, bulunmaz diyarlarda
Gözyaşlarımızla yağmurları ıslattık
Ağladık sokaklarda
Evlendik olmazsa olmaz sanarak
Anasının dizinin dibindeki kızlarla
Palazlanan çocuklarımızın eline el verdik
Uçurduk
Onlar şimdi başka yuvalarda
Güneş her nefeste
Saatler göz açıp kapamada
Ömür bitti bitiyor
Ölümün eli kulağında
Gözümüz yollarda
Bekliyoruz
Gelecek emanetini almaya
İstemesek de tutacak elimizden
Vakit tamam diyecek “Haydi”
Giderken dönüp bakacağız geriye
Hepsi bu kadar mıydı sanki
Yaşayıp gidiyorduk şunun şurasında
5.0
100% (35)