10
Yorum
11
Beğeni
5,0
Puan
1471
Okunma
On dördümde gurbet ele savruldum
Felek dîvaneye döndürdü beni
Ana baba hasretiyle kavruldum
Sıla hasretiyle yandırdı beni
Şiire tutundum dört yıl süreyle
Gönül evim coştu bir kırık neyle
Yürek sesi denen bu bahaneyle
Bir ulu çınara kondurdu beni
On yedide bir orduya neferdim
İnsanları eğitmekti tek derdim
Körpe yüreklerle huzura erdim
Bu karasevdayla dindirdi beni
İlimle irfanla büyürken canlar
Eşimdi, dostumdu, kanımdı onlar
Bu kutsal görevi bilenler anlar
Hak, Vatan aşkına bandırdı beni
Meğer gerideymiş gurbetin aslı
İçinde gizliymiş gözyaşı faslı
Kimseler görmedi ağlarken sesli
Sabır dibeğine bindirdi beni
Gurbeti gurbete uladı kader
Yine Emr-i Hakk’a uydum derbeder
Çıkarıp karşıma bir er oğlu er
Bir gönül çelenle kandırdı beni
Hoştu düzenimiz bulmazdık kusur
Derdik; bu minvalde geçer bin asır
Bir halden bilmeze olduk da esir
Yavru ceylan gibi sindirdi beni
Böyle geçti yıllar bilmeden suçum
Karlı dağa döndü başımda saçım
Sanki düşüncenin kemine açım
Ağustos Ayında dondurdu beni
Gelin der yüreğe sevgi yaraşır
Cümle karanlıklar sevgiyle ışır
Korkardım bu beden köze bulaşır
Yaradan’a sevdam söndürdü beni
Zübeyde GÖKBULUT(gelin)/ 2013- Kırşehir
5.0
100% (6)