Bugün yine yüreğimden nağmeler dökülüyor dinlesen ağlar mısın? Hiç bu kadar acıklı anlatılmamıştı özlem içimde. Duysan eşlik eder misin şarkılarıma. İkimiz için söyleniyor şarkılar. Otursak ben söylesem sen de eşlik eder misin yüreğimdeki yangınlara. Ben de eşlik ederim sana. Tek başımıza kaldık yine. Bir şarkılar eşlik ediyor bize bir de masadaki mezeler. Sessiz sessiz ağlayışını hissediyorum. Hayattan şikayet edişlerin kulaklarıma çalınıyor. “Nerde eski bir ayrılık şarkısı çalsa gözlerin yüreğime gelir. Dur durak bilmeden ağlarım. Sensizliğe alışamamış bir kuş gibi şikayet ederim. Gözlerimi kapattığımda gülüşlerinle baş başa kalıyorum sanki.” Diye mırıldanır. Şarkıların adını anmayacakmış gibi oluyor genç adam yine efkarlı bir şarkı çalmaya başlayınca yüreğimden. Mırıldanmaya başlıyor öylece ama dudaklarındaki hüzün ses tonuna öyle yansıyor ki dokunsam yüreği yanıp kül olacak sanki. Şarkının sözlerine kendini kaptırdıkça daha çok içiyordu. Daha da sesli söylemeye başladı şarkıyı “ ah bu gönül şarkıları, kavuşmanın tadını tadını, ayrılık feryadınııı, taşır senin adını bu gönül ahhh bu gönül şarkıları ahhhhh!” diye bir de içini çekti ve şarkıyı söylemeye devam etti ama o kadar çok içmişti ki oturduğu yerde sıza kaldı. Ben de şarkıyı tek başıma söyleme devam ettim ama ben de yorulmuştum söylemekten ve hayatın akışına karşı olduğum yerde mola verdim.