Hayat felsefemiz bu, doğum, yaşam ve ölüm,
Takdir-i İlahiden gerisine eyvallah…
Yaşama hevesimdin, vakit kalmadı gülüm
Ölüm kime yakışır? Dirisine eyvallah…

Felek çok erken yaşta teşrif etti yanıma,
Şırıngayla zerketti bu sevdayı kanıma,
Cahilmişim sandım ki can katıyor canıma,
Üst üste darbe yedim, sürüsüne eyvallah…

Ne güzel huyun suyun, ne güzeldi bakışın
İnce ince doğrayıp, usul usul yakışın
En durgun ırmakları, kıskandırır akışın
Neydi saçının rengi? Sarısına eyvallah…

Olmaz bir işe soktu, imkânsıza kul etti
Bazen acem halısı bazen holde çul etti
Cevapsız mektupların zarflarında pul etti
Gurbetten ötesi yok, berisine eyvallah…

Yirmi beş yaşındaydım, saçta siyah kalmadı
Gelen boşu doldurmaz, gideni de salmadı
Şu gözler mutluluktan hiç hayale dalmadı
Düşlerin de tadı yok, perisine eyvallah…

Hâkim kırdı kalemi karar verdi idama,
Son arzusu nedir ki, sormazlar mı adama?
Suçun ne? Niye düştün genç yaşında bu dama?
Cürmüm ağırdır dedim, darasına eyvallah…

Kan kustum kimi zaman, şerbet dedim âleme
Taş basmışım yüreğe, alıştırdım eleme
Doğum, Yaşam ve Ölüm ne kaldı ki elime
Ara, bulursan öyle, birisine eyvallah…


Osman AVCI
10.08.2015