20
Yorum
63
Beğeni
5,0
Puan
2701
Okunma

İmkan’sızındım sadece
çıkamadığın dört hüzün yürek duvarına astığın
şimâlsiz resimdim belki de.
...ucu yanmış mektuplarım şahidimdir ki
çok sevmiştim seni !
Sensizliğinde s’üzülürken
ben geceye
parmağıma taktığın yüzük,
yüreğime bıraktığın ateşle nişanlanırken
biz çoktan nikahına oturmuştuk ayrılığın,
kıymıştık geleceğe.
Saçlarımı taramak huzur veriyordu
biliyorum sana
sevdamın bayrağı dediğin
o dalgalarında
t’arıyorum şimdi seni.
Bahanelerle yaşlandırmaya lüzum yok
bırak baharında yumsun gözlerini sevdam..
Bırak en güzel çağında
gençliğinde gömeyim kalbimin sığ köşesine
ki
aklımda nefretle ihtiyarlamış sevgin kalmasın..
Alnıma sürdüğün sevdanın karası
kurşuna çevirmiş olacak ki duygularımı
ayaklarım taşıyamaz oldu bu yüreği.
kıyasıya mecâlsizim..
-ah başına buyruk kınalı sevdam, kaldık yine koyu karanla başbaşa ...
Oysa;
eski salonlarda kilim dokuyan iki gönül olacaktık
Sen bakışlarına beni nakşeden,
ben bakışlarında kaybolan iki zanaatkar..
Nâfile..
çek artık ellerini sevda/m/dan, kirletme onu da bahanelerinle..
ve kal,
dön’me gittiğin o vefâsızlar şehrinde...
...
5.0
100% (40)