33
Yorum
52
Beğeni
0,0
Puan
1436
Okunma

terk edilişte yok oldu ısısı hepten
mürüvvet güvercin’siz garip kalan ruhum
tümden yüreğim sanki kopuşta kör topal kaldı
çok acı bir hüznün ağırlığı içimi kemirirken
mürt oldu tüm duyguların mutluluğu
kıvanç ve sevinçler ayak altı olup da yok oluyor
kızılca kıyamet rüzgarları hiç durmadan esip de savuruyor
içimden heyhat bir bir kıvılcım gibi fırlıyor
depremlere uğramış olan gönlümden
hem de ben öz ellerimde gökkuşağını taşıyorken
ömrümün her demi bir güneş gibiyken
karanlık bulutların ta dibinde ilelebet gömülü kaldım
şu an ki ruhum çürüyüp biterken
katran karası geceleri bile hep arayıp da sorar oldum
geçer mi dersiniz
ne dersiniz bunca acı ve onca kurt gibi kemiren elem
tüm kara günlerle hep birlikte
patlayıp durur hiç acımadan enseme kalleşçe
bin bir okkalık şamarlar
kıraç bir yalnızlık içine düştü çökerken duygular
hüsranlarla baş başa kaldım kalalı
önüme çıkan setler bile kahrımdan patlar
bu nedir diye sakın ola ki sormayın
hiç bilemem ki ben
hevesim her nefesim de küf kaplıyor iken
oynak ve kaypak bir yüreğin gönlüme
dik düşüşünden beri ben işte böyleyim
zaten işin başından beri de inan ki bir zelzeleyi’m
ve sen ki bana hiç sorup da sormadan
habersizce girdin ya hin düşüncelerle içime
şimdi söyle ben nereye alıp başımı da koyup gideyim
v ah ki
a
h lar olsun hem sana hem de bana
her an sen bana kan kusturman oldu mu ya
helal hoş olsun sana
kavrulup da kaldı ya
şu fakir düşen yüreğim yana yana
hayatımın tam da şah damarından
sen sinsice kesmiştin ya
o gün bu gün de
her seferde
çakallara yem oldu tüm yaşantım
abandıkça o hain bakışlı vefasızlığın
var gücüyle üstüme
bir dirhem bile dermanı koymadı
yaşantımı lime lime edercesine
her nedense günün de hiç bir gününe uymadı
de haydi öpüp koklamalar artık kalkıp da
sizde hemen taşının bu kokuşmuş yürekten
burada size hiç mi hiç yer artık kalmadı da
o
var ya
o
ne öpecek bir tatlı yanak
ne saracak bir sımsıcak bir beden bile koymadı
sakın ola ki bana küsmeyin
bilirsiniz ki gül olmazsa bülbülün peşine düşmeyin
o bilin ki o anda da ölür
vah
ki
vah
sanki gamlı bir şarkı gibiydi tüm onca serenat
ilk önce o asık cemale düşmüş
sonra da benim şu yetim bedenime üşüşmüş
çabuk gidin ki bu hastalık size de bulaşmasın
bu bilin ki size bir son fırsat
istenmeyen bir öpücüğe uzanan dudaklar
denir ki hemen o anda kururlar
sonrası mı hem ona hem de bana eziyet
kopartıldım ipsiz ilgimden işte hemen o anda
ki hepten bozulmasın vaziyet
nasılsa tutacak bir şey yok mazinin ortasında
vah bana ki ne vah
bu garip halime gülüyor tümden ervah
hiç bir tadımlık bir sevgi alamadığım andan beri
kalakaldım ben şimdi cıs çıplak ortalarda
v ah ki vah hiç gülmeyin gereği ödendi bedelin
a şey
h bir vakte isabet etmiş ya saf yüreğim
v
a klım yaktı beni kör kütük senle birleş işte
h
meğer ki ben bir namertliğe olmuşum sobe
bilip de hiç kabul edilemeyen vefasızlık bu işte…
(09.11.2015) AZAP…