6
Yorum
32
Beğeni
0,0
Puan
860
Okunma

hayatımıza arada bir göçebe gibi konaklayan
mavinin yüzü suyu hürmetine
başka renklere bulamadan acıların nifak yemiş yanını
sıra sıra geçen bulutlara
son bir kez mutluluk ısmarladım
beyazı gözümü alsa da
sen yine kenar köşelere pus/ma.
şehirlerin arka sokakları gibi aşk
gece hükmünü alınca ele
korkunç bir yalnızlığı sürükler ardında
küf kokulu kaldırımlar
kimsesizlerin yuvası
başım göğsüne dayalı hayırsızlığının
o deli gözlerinle küs/me
alışkınım yokluğuna.
masal kokulu yüreğin
Kaf dağının tepesinde duruyor
rüzgarlar getirir burcu burcu sızını
varlığın bel kemiğidir aşkın
dopdolu geçen bir ömrün kefareti yatar sol yanında
ben öderim yerine
ki bilirsin bir çok acının çöreklendiği yerdir yüreğim
kekliğin boynundaki halka kadar yakınım sana
sar ellerini boynuma kopar olduğun yerden
bir damla kanım akmaz avuçlarına
o şiir yüreğine yeter ki ayrılığı yaz/ma
kabulümdür satırlarda ölmeye
annenin elleri kadar sevecenim bilirsin
kırsan da
yorsan da
yıksan da
katilini seven mazlum gibi
sevmeye devam ederim seni
yeter ki sen küs/me
terketme.
Ayvazım DENİZ