14
Yorum
68
Beğeni
5,0
Puan
1778
Okunma

ne kadar karanlık
iki sevişme arası bu teneffüs zamanları
şizofren bir gül
kontrolsüz bir şekilde kırmızılaşıyor
piskopat bir şehir
hızla yaprak döküyor
kalbimizden kalbimize şehvet göçü durdu
otuz bir kupon biriktiren herkese derin bir sığınak
bu şiirde yalnızca
yalnızlığın ve
yalnızların borusu öter
sevgilim, beynim gurulduyor
doyur akılsızlığımı
ortaya karışık bir şiir yap
biraz da ağla
şefik vücudunla
çırak bu öykünün en son cümlesi
nasihat veren bir yağmurun ıslaklığı
ile başlamalı bir sonraki
tarlanın ekimi
lüzumsuz cümleler mezarlığında gömülü
sana karşı bağışıklık sistemim
sanal dudak-sanal göğüsler
sanal öpüşmeler
kırsal bir iç çekişten öte gidemiyor
sınırımdaki yabanıl rüyalar
ne kadar karanlık
eciş bücüş bir korunak, M harfinden sonra
deprem sonrası trajik bir sükunet
toplayalım enkaz altındaki hislerimizi...
hans christian andersen’den af dileyerek :
en son masalım da böyle bitti işte :
"bay eciş ve bayan bücüş piknikte..."
Oktay Coşar
5.0
100% (47)