0
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
1605
Okunma
Tiyatroda için ezik.
Kimsenin duymadığı bir çığlıksın.
Karanlıkta ve gün ışığında
Boşluktayken kimse duymuyor
Söyleme, hayır!
Sır,
Bütün evren de öyle.
Hıçkırık saçıldıkça,
Ölülerin uyanışları,
Alay penceresinde
28.05.2005 UŞAK
ZİNDAN
Zindan eylüllere yansımış
Hiçbir şey sensiz konuşmuyor
Çiçekler gülmüyor
Yüzün ay ışığı
Sadece karanlıktayken hayalin
Ben mahkumken ve
Her şey sensiz, çırılçıplak uyuyor.
SONBAHAR
Şefkat Tanrıçası,
hatırlatır;
Yeni doğan güneşin
bir gün çehresi yorgun ağaçlara neşe getireceğini.
..../..../....
UFUKLARDA
Yeni açmış Temmuz Dağları
İkliminde ağlayan sevdalı gül akmıyor
Nerde nerdeler
Ömrümüze gülümseyen yağmur ışıltısı
Bulutsuz, dinmiş, kuru bir ırmak yolcusu
KAN GÜLLERİne yaslanmışız
Sert sevdalar penceremizden uzaklaşırken
Uzaklara sinmişiz, çok yakınımızdayken,
Seni özlemeye sinmişiz,
Aldanmışız,
Bir çiçek ve gövdesi;
Hangisi gerçek ve bizde yaşıyor Bir bahar kadar büyüleyen?
Bel bağlamışız yüzünün zirvelerine
Kanattık damarımızda durmayan sevgileri,
Yollarda harap ve yalnız beklerken.
Ne işveer bekleriz
ne de tenimize yakın bir bedeniz
susuz bir gökyüzüne el açarken.
Bensiz ilksin, seni yazmışken gövdeme
Temmuz dağları uzak ve ağlamaklı
5.0
100% (1)