2
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
1596
Okunma
vakitsizdik
ya her şeye hazırdık ya da hiçbir şey beklemiyorduk
korkularımız kuyruk sokumlarımızda göl olurdu
neşemiz senin vakitsiz söylediğin şarkılar gibiydi
biteceği belli başlangıcı habersiz izinsiz
çabuk hüzünlenirdik
dolardı da bir türlü akamazdı senin göz pınarların
o göremediğim bendini yıkamazdı
ben tuzun tadını sevmediğine bağlardım hep
sense makyajına
ben çok bilirdim sen iyisini bilirdin
on cümleyle yaparken ben aşkın tarifini
sen bir cümlede özetlerdin
aşk heyecan
sevmekte özlemek ve istemekti
gerisi ara nağmeydi
tesellisizdik
derman ya da avuntu aramayacak kadarda gururlu
ne ben senin analığını kıskandım
ne de sen benim gözümün yola baktığına kızdın
bir anlaşmaydı bu
kayıtsız şartsız imzaladığımız
bacakların belaya çağırırdı beni
bir göz değse hariçten
değmese de ben öyle sansam
ölesim tutardı
Bir şişenin en keskin yerinde
Ya da arnavut ciğeri bulaşığı bir çatalda
aceleciydik
hızlı değil ama her şeyimiz acildi
acele sevişir acele vedalaşırdık
ama usul bakardın
camdaki damlaydı nazarın
yavaş yavaş süzülürdün
keşke dediğim anlarda
iz bırakırdı bakışın
cam benim yüreğim ya
hesapsızdık
hesabı bilmediğimizden değil
küsurları sevmediğimizden
artık sen dolmayan boşla
ben almayan doluyla ilgilenmiyorduk
inatta bir murat
bu hayata vallahi iyi ediyorduk
kabulsüzdük
sana ve bana sorulmadan verilen bu yaşama
kaçamak parantezler açmaya razı değildik
ne çare
isyanımız kendimize zarardı
sen ağlayamadığına neden
saçlarını yolardın tel tel
ben sana küfür etmenin
utancını yaşardım
sanki senmişçesine neden
can yanacakmış yanardı
can benim ya.