5
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1608
Okunma
böyle gidilmez
sarsılmalıyım en azından
her adımın ayrı bir deprem olmalı
kanamalıyım akmalıyım ardın sıra
gönlümün tırnaklı olduğunu bilerek
böyle iki parça pıhtıyla kabuk bağlatmak olur mu
yokluğun karavana değilse de
sağımdan solumdan değil
tam yerimden vurmalı
bir yanım kopmalı diğer yanım parçalanmalı
iskeletim kav misâli alev almalı
sen giderken sapasağlam durmam olur mu
gidince gittiğini bilmeliyim
öncenle sonran bir olmamalı
yemeden içmeden kesilmeliyim
ağlamalıyım ve biri bana acımalı
bir vakit yas tutmalıyım
ne kolum kanadım
zinhar ne de başka bir yerim kalkmalı
hatırlamalıyım kulağımın ardındaki tövbeyi
sonra yakışmalı gitmen
sana değil hadi ama bana oturmalı
ses getirmeli altı okka koymalı
şarap birlikte içtiğimiz gibi yapmamalı
türkü söyletmemeli adamakıllı çarpmalı
dayanmalıyım kapına günün en ortasında
“meraklı melahat”a öpücük atmalı
“ne var”ından bakıp sataşmalıyım rastladığıma
o evden taşınman farz olmalı
yani her halükârda sapıtmalıyım
sana bana öfkeye gurura boş ver
kendim için diyorsam bunu nâmerdim
aşka ayıp olmasın yeter ki
gittiğin gibi gel
ben ardına düşmeden
alelade bir günmüş gibi
alelade mutluluklarımla gel
birkaç ayın lafımı olur koca ömürde
değer yapacağın bir orta şekerli kahveye
(d o ğ r u s u
bilirim zaman makara değildir geri sarılmaz
yaşanan yaşanmıştır istesen de yok sayılmaz
sen sevmek de buna ben sensiz yapamamak
gurursuzluğa mahkumken birde böylesi vurulmaz)