6
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1548
Okunma
Düşer Eylül yapraklarından,
ömrün mavi transına,
bir damla kan...
Çizgilerle yolumun,
çıkacağı yere,
sorgu evlerine İstanbul’un...
Yere düşen bir damla kanda
doldu gözlerime intihar yüklü bulutlar
gölgemin bile kaybolduğu hücre duvarında
çoğaldı dudaklarımda bildiğim dualar...
Yaşamak; ateş üzerinde plastik eşya.
Sığmıyor rüyalardan kopup gelen zamana,
ne varsa kusmak geliyor içimden,
yıldızları bıçaklanmış o ana...
Şimdi içimin ağıtlarına dokunma ey katil rüzgâr!
senin sonbarına inat,
binlerce bahar takacağım saçlarıma,
çocuksu düşler çalıp uykularımdan,
tıkayacağım nefesini,
tilkiler büyütüp çığlıklarımdan...