SEN DEĞİLSİN SON YOLCU...Düşkünlüğümü tırnaklarımla geçirdim yalıtılmış duvarlara, Kadeh kadeh içtim düş kırıklarını Sorumsuz addedilen o düş sakinleri Namzet olsam da dünden kalan bir imge nazarında Yoksunluğum her ne kadar solgun bir çiçek kadar Kırılgan olsa da yatak döşek hüzün maliklerine. Menzilde saklı ne çok hafriyat Gıyabında mı bu denli mi düşkün kılındı aşk pazarında Çıkmışken ölü ve bozuk sevdalar boylu boyunca. Yüksündüğün mü yüz görümlüğü mü yoksa Sevda bellediğim. Hadi tokuşturun kadehleri Ve savurun o şuh kahkahaları. Hacmi engin bir mezranın ölü kurbanları: Terk edilmiş o aşk hikâyesinin yolsuz kahramanları: Mühimmatı mı yoksun kılındığı mı Sefil üç beş hece nüksederken o dipsiz hüzün Sevmek zorsa söyle bana yok mu artık bakacak yüzün. Ne hengâme hey gidi gönlüm hey, Hadi kovala umudu, Kapıp koyuverme sakın bezgin ruhunu. Aş hatta geç durma koş Sakın da geçiştirme İçinde sakladığın o küçük çocuğu Ne o, diline pelesenk mi oldu Unut dostum inan ki sen değilsin son yolcu. İklimlerin kuraklığında Can bulmak adına içtiğim Yudum yudum kana kana. Kandığım, kandırıldığım nice yanılgı İz bırakmış yol yol Sona gelmiş de kaybolmuş Çığırtkan bir yadsımazlıkla Sırıtık yobazlığında O irdenesi tahakkuku belki de ikilemlerin Sefaletin kıyısında Ardında iken senden kalan son izleğin. |
Özlem Demirkaya &*.*&