14
Yorum
22
Beğeni
5,0
Puan
1006
Okunma

Sırasız sıradanlıkların
Sıra dışı sıkışıklığında
Tanıdım o şık kimliği ile
Külfeti sonsuz bir yadsımazlık kadar
Pejmürde sıradanlığı
Nükseden hece hece.
Kırık bir aynanın uğursuzluğu kadar
Müptela olmuş iken geceye,
Geceyi gün bilip çıktığım
Yürek seferi
Her seferinde mağlubiyet iken
İlke edindiğim belki de
Bir düşün son hâkimiyeti.
Kılıfsız hayaller sığamazken
Yere göğe
Benlik kırık bir cümlenin ilk hecesinde
Soyutlansam da geri kaçamadığım
Bir yürek yarası
Son bilsem de başa aldığım
Her bir kare.
Ne varsa içinde;
Bir çocuk bir kadın
Yoldan çıkmış bir dürtü
Adı yoksun kılındığım kırık çerçevenin
Kenarına kazılı
Gözden uzak nihayetinde
Gönlün vazgeçemediği
Bariz bir heyecan
Kim ne derse desin
Her bir hecesi külliyen yalan.
Anlık bir dokunuşu
İzafi olsa da varlığım
O nüktedan yoksunluk
Kıyımı belki de ahenkli tedirginliğimin
Yoldan çıkmışlığı kadar
Akla zarar.
Doğurgan bir kadın kadar uysal
Doğanın şefkatli eli sırtını sıvazlarken
Bakir düşleri ovaların serinliğinde
Yol alan gurbet akşamları.
Uykular haram gecenin kör vakti.
İşte gönlüm, işte yaram
Yaranamadığım ne çok insan
Yol yordam bilmez iken şu garip devran
Sona mı geldik yoksa
Göremediğim nizam
İçinde saklı hülyam.
Adını sen koy
Ve kes hesabı:
Vakıf dahi olamadığım ne çok hatırat
Son sözüm bu bil ki;
Ne tek sitem saklı ne isyan.
Günlerden yoksunluk her gün
Hicap etmediğim tek kelam
Saklı mizacımın kalan yarısı…
5.0
95% (20)
4.0
5% (1)