16
Yorum
66
Beğeni
5,0
Puan
4119
Okunma


Gece intibaha çıkar ağlarım gizli gizli...
Acınası berduş uykulardan
sıyrılır suskunluğum
gözlerinden ateş saçan o tünelin enkazında
anılar sarılır yakama
İpek işlemeli örtümün altında,
düş yanıkları yakar tenimi
gözlerim
sarkaç havuzların tam ortasında
can simidi gözlerine sarılacak
ama
astığın hayallerimin
kokusu, tadı, hâlâ tırnak altlarında
yüzme bilmiyorum ki hayalinin tüm gücümle
ağzının ortasına
çakayım
Bilirsin
küçük hâletlere dayanamam
İçimi okuyan şarkıların sömürülür kemikleri
Gittikçe dahada sancı tezayüd eder
Aynı anda vururum başımı
alnımdan öpen ürpertilere
Sızarım bir ara
sıçrarım sonra
çevirir tavan arasından hafızam gözlerini
kurşuni renkli panoya
hipnotize olmuş gibi
saatlerce bakar durur öyle
ah! şu çerçeveler
ilk defa refakatçi sanki
ömrümün ağlebi içine
ayakucumda yanan sayısız mum eriyince
güçlü sütunlardan
derin bölmeler
örerim
köprücük kemiğimin çıplak yazgısı üstüne
Şöminesiz salonun
harabeye dönen zemini
duvardan akan rölyef süslemeler
koridorun sonuna kadar sesimde sergilenir
Apollo’dan romantik ruhum
zerkolur ahşaplara
sürüklenirim sonra
bu piyesin sonuna
içine belki, belki dışına
Hâlâ duran gözyaşımdan damıtır
küçük ahlâksız oyunlar sergilerim
namusuma kayıp süsü verip
Bugün öğle sonrası,
akşamın sırtını sıvazda
mebde-i sükut musallâ taşında
çığırtgan gürültülerin ipleri düğümlenir boğazıma
Meryem-i iftira
bir İsa dillenişi
tüm soğuk şerbetler salyalı ağızlarda
hislerim narefte
buz tuttukça dilim,
iliklerime kadar "taşlayın" emri verilir
gündüzlerden bir yıldız daha çalıp
şen şakrak sesler çıkartır hâlet-i ruhiyem
in’in-ci’inin top koşturduğu pervazlarda
-Az önce bahanelerin bütün materyallerini kullandım!
gece mi yağmalayan
bunca ses kulaklarını hiç mi kemirmedi?
Zeynep Ece