5
Yorum
11
Beğeni
0,0
Puan
6861
Okunma

Şimdi nasıl, ne yapıyor diye sormuşsun
Hiç haz etmediğim mahallenin bakkalına
Birde selam söylemişsin
Bana söylerken, bıyık altı gülümseyişini görmeliydin
O an
Ekmek bıçağı ile dudaklarını kesmek istedim
Ama, insanlığım tuttu beni
Yapma dedi
Sinirimden, dudak uçlarımı ısıra ısıra
Boynumu öne eğip
Küçücük evime geldim
Sana söylemesi için hiç bir kelime bile etmeden
Hiç okumayacağını bildiğim halde
Bir kaç kelam yazmak geçti içimden
Tüm sayfaları senle dolu olan kadim dostum
Tek sırdaşım olan günlüğüme
Nasıl olayım be ufaklık
Her zaman ki gibi desem
Her zamanki halimi bilmiyorsun ki
Sadece, yalan yanlış
Sağdan soldan duyduklarından başka
Kirpiklerim de, soğuk bir yalnızlığın acı gözyaşları
Ve kan çanağı gözlerim
Bir annenin tedirginliğinde
Geldin
Geleceksin diye korkuyorum
Biliyorsun
Bu halimi görmeni hiç istemem
Sakallarıma kar kurtçukları düştüğünden beri
Her yerim üşüyor
Herkese buz gibiyim
Ağustosta kışı yaşıyorken
Kalabalıklar da dolaşan bana
Doğan güneş bile fayda etmiyor
Kime baksam
En çirkin kadınların bile sureti sana benziyor
Neyi düşünsem
İçinden mutlaka sen geçiyorsun
Bazen
Hani içinde ki sana kıysam
Beynimi çıkartıp atardım
Ne kadar uzun, siyah saçlı kadınları görsem
Onlara koşmak geçiyor içimden
Ve sigara yanığı ellerim
Ellerimi hiç anlatmayayım sana
Kızgınlığıma yenik düştüğüm anların şahidi onlar
İşte böyle be ufaklık
Yazacak daha çok şey vardı
Yazdıkça utandım kendimden
Utandıkça
Boş ver be ufaklık
BOŞ VER...