15
Yorum
26
Beğeni
5,0
Puan
1407
Okunma

Rütbesini söktüm düşlerin:
Bin bir eda belki ki kof
Ruh denen barınak.
Asılsız, meskensiz tınısı.
Tanımsız bir mısrayı
Yastık bellemişçesine seyrindeyim
Uçuşan saçlarım hece yüklü çığlıklarla tek yürek.
Aslı astarı olmayan belki de sıra dışı.
Hükümran sofrasında yoğun bir sızı,
Derin bir yanılgı
Silik ruhların telaffuzunda
Yeknesak tüm edim
Atıfta bulunduğun ne ise.
Karıştırdım kelimeleri
Ekledim üç beş kayıp düşü,
Alabildiğine muğlâk ve menfi
Bir ömrün satır arası.
Bir kelamda saklı tüm gizem
Koruk acılarında hükmeden
Adı devran nüfuzu asılsız
Ne çok izlek bir ölünün ardından
Kırık hecelerin tekerrüründe dil yarası.
Noktası virgülüne kadar sahici imgeler:
Sessizlikten ibaret yeryüzü
Sakil varlıkları ile gece bekçileri
Suratlarında silik görünmez birkaç gölge.
Sevgiyi çağırmıştım oysa başucuma:
Hani olur da dokunur ruhuma.
Basit bir edim hepi topu
Neredesin ey beyhude, debdebeli çiçeklerim,
Kuruttuğum gönül bahçesinde.
5.0
96% (23)
4.0
4% (1)