Hangi yerime dokunsam,
Kirli bir can pazarı kıyısında atar şah damarım.
Ufalanır içimde, Yusuf yüzlü gülüşler
Biraz daha erteliyor/sam bunları, unuttum sanma!
Kilitli dudaklarımın zarfı yırtmış mektuplarını.

Sükûtum zorladıkça başıbozuk kelimeleri
Sabrın teslimiyet kıyısında yaktım gemileri
Çaresiz bir babanın güç yetiremediği korkaklıktan öte,
Aklımın kalbime tutarsız muhalefeti.

Şimdilik çatlasın uykularımın ar damarı.
Göğün kucağı daha büyük yıldızlardan
Bir gün merhamet dilenecek
Enkazımdaki deruni yaraların aç kurtları
Benim değil,
Bu kuşatmanın gözlerime tutturduğu yas
Ecelden korkmayanların ayrılık türküsüdür
Çek sınırlarım dan ayaklarını
Çek ki!!!
Bitsin Beynimin zulasındaki örtbas

Başıma beladır biliyorum
Böyle derin mevzulardaki seyrim
Haberi yok bu kıblesizlerin
Teslimiyet kuyusunda attığım voltalardan
Ey düşkünlüğümden medet uman yeis
Çıkar direnişini göğsümden
Ulumasın sınırlarımın iz tarlasında gezen çakallar
Onlarda ölecek biliyorum
Ve ölüm bu yüzden seni çok seviyorum