Biliyorum bir gün
Yüzünüzü güneşe ve gerçeklere
çevireceksiniz
Yalan dolanla doldurulmuş
yüreğiniz aklanıp paklanacak
Huzurun en derin dingin haline
ereceksiniz
Kötülükleri, iyilikleri,gerçekleri,pay edeceksiniz
Neden ve niçinlerin içerisinde
savaşa başlayacaksınız
Yalanların dolanların iki yüzlülüğün
gerçek yüzüne bakacaksınız
Yüreğinizdeki büyüyen nefretin
silineceğini his edeceksiniz
Bakışlarınız duruşunuz özleminiz
değişecek
Gözlerinizin görmek istemediği babayı
Görmek için ayaklarınız yüreğiniz yerinde
duramayacak
Alçakça yapılan ihanetin iftiranın
nefreti içinizde büyüyecek
Koşmak belkide o anda sarılmak
isteyeceksiniz
Ama ben yokum evlatlarım
Uzak ve Irak yerlerdeyim
Bir yanım yıkılmış
bir ayağım mezara çoktan girmiş
Belki gerçekleri görmenizi bekledim
Belkide gerçekleri görmenize
daha zaman vardır
Dilerim toprak olmadan farkına varıp
Hakka hakkı haklıya hakkı
şerefsizlere laneti,atıfta bulunursunuz
Bu gün iki odalı haneme geldim
Sizin koşarak baba diye gelişiniz
geldi gözlerimin önüne
Ayaklarınızın değdiği her sokağı gezdim
En çokta Yapmur kızım senin kapının
önüne bir fidan olarak diktiğin
Ama şimdi kocaman bir ağaç olmuş
Dut ağacını sevdim
Dokundum dalına yaprağına
Sizleri his ettim her koşan çocuğa siz diye baktım
Hadi hadi evlatlarım
Görün gerçeklerin yüzünü
Görün lânetli insanların düşen
maskelerini
Farkına varın babanızın doğruluğuna
Gerçekleri rüya olarak değil
yaşanmış hayat olarak görün ki
Babanız olarak öte tarafa
yüreği yaralı gitmeyeyim
Son nefesime gelene dek ben
Üçünüzüde bekliyor olcam
Allah sizleri görmeden
bu canı benden almasın
Son ve tek dileğim bu evlatlarım...