13
Yorum
21
Beğeni
0,0
Puan
1049
Okunma

bu şiiri.
kömür karası gözlerinizin ışığıyla tutuşan bir adet yürek eşliğinde
kırmızı kurdele ile sarmaladım
size yolluyorum efendim
kabul buyurun lütfen.
sevdanın sırtına yüklenen fedakarlık
taşındığı yere kadar taşındı
bel bükük
dil sökük
uçsuz bucaksız bir çöl kenarına bırakıldı
yılanlar çiyanlar üstünde cirit atıyor
hak ettiği kadar var olmalıydı her şey
öyle de oldu.
sahi
şöyle bir çevrenize bakınız Şair
ne kadar acı yüklenmiş insanlar
kimisi annesiz
kimisi babasız
ben sizsiz olsam ne çıkar
ne kollarınıza aldınız bir anne şefkati ile saçlarımı okşayıp
ne de düştüğümde kaldırdınız dizlerimi öperek baba gibi
siz sadece uzaktan ahkam kestiniz kelimelerin belini bükerek
çifte kavrulmuş cümleler bana ulaşana dek bayatlamıştı bilesiniz..
boş yere havalı havalı gülümsemeler yollamayınız
sökerim kalbimden sizden kalan telekleri
dolaşırsınız kelaynak kuşları gibi
ne çok yakışırsınız güzel bir vazoya
ya da
güzel bir kadının başını koyduğu
uykularının en derin anında inleyerek sarıldığı yastığa
uyanıkken tanınmayacak kadar boştur ne de olsa kalbiniz.
siz Şair
evet siz
kurbağaları öpmekten uzun zaman önce vazgeçtim
naylon prensler
naylon şekerdanlıkla
ne çok aşk ikram ettiler bir bilseniz
ama anlamazsınız
ben lokum severim kırmızısından
ağzıma aldığımda dudaklarımı burarak
dilimde kokusu
damağımdan süzülmesine hasretim.
ve Şair
gözlerinizin önüne düşen kakülünüzü az yana çekin
aynaların ön tarafına yapıştırdığınız her tondan resminizin
arkası ne kadar karanlık
ne kadar kirli
verin elinizi
ordan başlayın temizliğe
ki ben en çok arka sokakların
gece onikiyi vurduğunda tenhalaşan
kaldırımların masum sevişmelerini severim.
bu şiir sizedir Şair
vedanın en yaldızlısını doldurdum her satıra
lütfen kabul buyurun efendim.
Ayvazım DENİZ