4
Yorum
13
Beğeni
5,0
Puan
1150
Okunma

Kahır I
bu sabah
gülüşünle yıkıyorum yüzümü
çekilir olsun diye gün
ezip geçemiyorum içimdeki seni
bir bardak çay
bir sigara
acımı bana bana
kahveme
derinlere çekiliyorum...
unutma diye!
dualar ediyorum
açıp ellerimi iki yanımdaki boşluğa
odamı dolduruyor yokluğun
semayı yokluyorum
karanlık
saçlarım darmadağın dokunuşlarına
bilerek... bilenerek
temmuz tenimi kavuran ateş
su
tuz
hasret
ruhumu bölen neydi ikiye
yüreğimde dibe vurmuşluğun
gözlerimdeki ölü haykırışları...
avuçlarımda bembeyaz bir gece
gözbebeklerindeki o kayboluş
gülüşünü jilet gibi ikiye bölen
ve içindeki çocuğu katleden
direnişin!
dilinde usturadan çıkmış sus!
köhne, virane, hesapsız
ağırıma gidiyor
içimdeki seni üşüterek yürümek
yağmurlarda
kimsenin duymadığı ezgiyken
kulaklarımda şiir
ve;
bileğini bükemediğim sevdayla
iddalaşma aptallığımı hatırlatır
haylazlığı
solan imgelerim!
bin asırlık tanışmışlığımdım
ki;
kendimle buluşmuşluğum
kendimi bulmuşluğum
babama benziyordu gülünce kısılan gözlerin
şefkatle sarıyordu gözbebeklerin
iç`li sesin...
ihanetti aşk-a suskunluğun!
derinlerime saplanan
yazgımdın...
ah o masum
mahsun
şımartılmamış çocuk yanın!
işte;
onun peşindeydi yüreğimdeki gizli öznem!
acımdın
sarmalayamadığım
koklayamadığım
dudağımı döne döne alevine banamadığım
kordun!
mezar taşlarımız birbirinden habersiz
yitik ömür
düzenin çarkına kapılmış faniyiz!
suçsuzum!
yazgım dar`da
asılı günahınla
aşk sana yakışır
çok yaşa
hep aşkla!
ölürüm; susma!
sude nur haylazca
00:53
28 Temmuz 2015
5.0
100% (12)