9
Yorum
31
Beğeni
0,0
Puan
2486
Okunma

Otobüs duraklarında bekliyor ömrüm
El örmesi yün bir kazakla çıkıyor karşıma
Temmuzun ortasında yüzüm
Hamamlı köyünden mektubu var Hacer’in
“Öğretmenim beni kucakla!”
Kırk çivi çakıyorum durağın puslu camlarına
Kırkbirincide dökülüyor canım ayaklarıma
Maşallah!
Şu köşeden dönebilsem
Yağmurlar kucaklar belki
Belki geçerim bir gökkuşağının altından
Ama kar yağıyor kirpik uçlarıma
Buz tutuyor saçlarım sonra
Aylardan Temmuz
Aldanma!
Kedileri var bu şehrin, ağlayan
İçlerinden en içlisi sarışın olan
Biliyor musun kedicik?
Zeki abi de öldü
Müslüm baba da
Adile teyzecik karşılayacakmış O’nları sözüm ona
Ağlama!
Felsefe kitaplarının arasından
Tütsülenmiş muskalar dökülüyor çocukların
Ben ıhlamur olup esmek istiyorum rüzgarla
Dağların doruklarına…
İç kanaması dinmiyor bir hastanın, hasta yatağında
Varlığını terk etmek değil korkusu
Yokluğunu bırakacağı varlıkları
Kedicik ağlama!
Ağabeyim türkü söylüyor
Şu bozkırın ucunda
“Nenen ölsün sarı gelin!”
Radyo piyeslerinden vuruyor bir davulcu
Gür tokmağını, ramazan akşamlarına
Beni hikayenin tam ortasında
Yarım bırakıp giden ruhumu arıyor bedenim
Ayaklarım yine yalın
Yüreğim yalın
Dilim yalın
Yalınkılıç bir bıçağım ben aslında
Kedicik n’olur ağlama!
11:30/10.07.2015