0
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
719
Okunma
seni bağrıma nasıl sardım
bir çocuk gülümsemesi gibi
seni nasıl sahiplendim
nasıl
bir bilsen
tırnağımla etim gibi
canıma nasıl kattım seni
sonra sen gittin
sesin de kalır mı?
sesin de gitti
sanki bu elleri tutan sen değildin
bir çocuğun elleriydi
ve ben bir çocuğun ellerini kaybettim
ve gülümsemesini
ve güzelliğini
ve yüzünü
bir deniz kıyısında çağrışan mavilikleri kaybettim
zarflara koyup gönderdiğin adressiz mektupları kaybettim
kendimi, yolumu, özümü kaybettim
sözümü, dilimi, kimliğimi kaybettim
geceyi, gündüzü, güneşi kaybettim
ve seni, ve kendimi kaybettim
aynı özlemi, aynı sevgiyi, aynı şehri sevdik
yaşamayı, sevmeyi, mutluluğu sevdik
duvarlara, maviliklere, kuşlara sarıldık
sürgünde kaldık, zindanlara atıldık
gök bir zaman aşımıdır yüreğine
uykusunda bir güneş
yıldızlar sürgün de
ay şavkımıyor
biz uzaklarda
çok uzaklarda kaldık hayatın
harcını kardık sevdanın
bütün duvarlarını maviye boyadık
atları nal seslerinden tanıdık
kuşları özgürlük saydık
çürüyünce toprak altında bedenler
kıymete karışır gibi sarıldık
şimdi yıkılır dağlar
duvarlar, ovalar, yollar
çelikten direnişler büyüttük
yağmurlara karıştık
sel olduk
aktık bir nehir yatağında
ve denize döküldük
kurşun sesi gibi
mavi gibi
direncin bardağından çay içtik
cigaramız kaçak tütünden
toprağa ektik
el değmemiş özlemlerimizi
yıkıntılar
yıkımlar
kıyımlar
ve bir biz kaldık
ölüm gibi ortasında yaşamın
ibrahim dalkılıç
30/06/2015
22:45 izmir
5.0
100% (1)