14
Yorum
2
Beğeni
0,0
Puan
1303
Okunma
Elbet tazeydi acın ve tezdi canın
Tırmanırken vücuduna minicik bir adam
Kocaman olacaktı elbet gözlerin
Sen davet etmedin mi onu?
Sevişmek için sekiz köşeli duvar arasında
Ve yarısında gecenin sümüklü mendiline boşalacağını bile bile,
Sekiz para için sekiz takla atmadın mı, sekiz yalan atmadın mı tüm sek/si/iz/liğinle?
Zehirlemek istedin kendini akrep gibi
Zehirlemedin
Oysa seksin yüz numarasını bilirdin sen
Ve yüznumaraya işerken o, tüm dişiliğinle rujunu sürerdin çifte kavrulmuş tenine
Notaları gecenin öyle tizdi ki
Gıkın çıksa, mezarlıktaki tüm ölüler duyacaktı se(si)ni
Öyle derinlere saklamıştın ki hayallerini
Arkeologlar, jeologlar hatta jigololar dahi bulamazdı artık izlerini
Ne çabuk çürüttün dişlerini ve düşlerini yasak elma yerken
Oysa öyle öğretmediler sana dişlere iyi gelirdi elma, güçlendirirdi
Sol anahtarını kaybettiğinden beri yüreğinin
Kimseleri sokmadın
Ve sokmadın zehrinle kimseleri
Bal gibi dillerin vardı oysa senin
Bal gibi se(si)n
Şimdi si/si kayıp bir melodi geziyor kentte
Ve sen yağmurdan bile inceydin ama duymadın
Seni duymayanlar gibi, iyi ki duymadın
Sol yanının acısı tazeydi elbet
Elbet yağmur dinerdi ve sekiz elma düşerdi maviden
Tezdi canın ve kaçtın si/ye
Oysa sol yanının acısı tazeydi
Ve ben sana gecenin bu vakti sol anahtarı getirdim
Peki, sen gözlerine, üzerinden /geçen/ kaç adamı kilitledin?
22.10.2007
D.Nazlıhan Ergin