13
Yorum
22
Beğeni
0,0
Puan
1066
Okunma

At gitsin derdi gamı, kur gönlüne tuzak ta;
Açıl, sarıl, sarmalan doğanın kollarına…
Orda bir köy vardı ya, gurbetten çok uzakta;
Bu bahar kavuştum ben, köyümün yollarına…
Yeşerirken yamaçlar, canım öyle çekiyor…
Gitmesem ya kalmasam, köy benlikten çıkıyor!
Görmesem dağlarını, içime gam çöküyor;
Gönlüm düşüyor birden, çocukluk yıllarına…
Yavrularla el ele, gezinirken kırlarda…
Koyaklarda gelinlik gibi duran karlarda!
Tertemiz hem dupduru kıvrılan akarlarda;
Tutkunum, suyu öpen söğüdün dallarına…
İğdeler çiçek açmış, dalları yere değmiş…
Asmalar saygısından başını nasıl eğmiş!
Doğru sözmüş bir nefes, padişahlıktan yeğmiş;
Vah ki, ne vah hayatı, tatmayan kullarına…
Menekşe, lale, sümbül, nasıl da rengârenkler!
Her şey baharda güzel, doğada bol ahenkler…
Kırmızı, pembe, beyaz, hem daha nice renkler;
Meftunum her gün açan, doyumsuz güllerine…
Köylüler bulgur döver köyün soku taşında!
Çocuklar cıvıl, cıvıl, hayatın akışında…
Gençler sohbet ediyor, pınarların başında;
Ana sütü gibi ak, hayranım dillerine…
Arılar vızır, vızır, ballarını taşıyor…
Mini, mini oğlaklar, kürk altında üşüyor!
Zaman gelip geçiyor, aklım şehre düşüyor;
Bir daha ki bahara, selam yâd ellerine…
Antalya-2015/05