7
Yorum
11
Beğeni
5,0
Puan
1234
Okunma
Dilsiz bir uçurumun dibinde
yılda bi kez bir çiçek açar
gölgesi kalır bütün bir yıl
çağlayanla komşudur uçurum
yükseklik korkusu sarar su perilerini
her sabah gölde yıkanır bir kız
her sabah başka başka renklerde
çiçekler açar bu beldede
ceylan bakışlı kızların dolaştığı yerlerdir vadiler
çırılçıplak yıkanırlar göllerde
dilsiz bir uçurumun dibinde
rüzgarın sesini kız sesi sanırsınız
dağların doruğunda caddelerde sere serpe
kolkola--her adım atışlarında ürperir parkeler
bazı hayat durduk yerde kopar bir çentiğinden
perde kalır geriye yanar ışıklar
makinist verir mola
kalakalır izleyenler ellerinde patlayan mısırlarıyla
son kuruşlarını alamadan kös kös
yürürler yağmur çamur demeden
kucaklayıp bulutları ip üstünde yürürse
bir cambaz hüneriyle
ve dilsiz biri uçurumun dibinde
her yıl mavi renkte bir çiçek açar
gölgesi kokusu koca bir yıl karışır rüzgarlara
çağlayan birikir göl olur
komşu olur uçuruma
biri rüzgarından bir suyundan
en çok da rüzgarın hırçınlığından nasiplenirler
iki sevgili gibi
derler ki o mavi çiçek her yıl sevdiğini ziyarete gelen
geceleri gölde çırılçıplak yıkanan
mavi kızın ruhudur
Yüksel Nimet Apel
24/Mayıs/2015/Pazar/Bodrum
5.0
100% (13)