4
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
992
Okunma

Var olan yüzünü çevirdi içine
Damarlarından aktı sorgusunu
Ve söylendi
Ben hangi hükmü icra için varım
Yok olan var etmediyse
Var olan kim
Ve hangi sebeple yaratıldı gözlerimin ışığı
Dudağımın tadı
Bu içime doluşan seslerin hengamesi
Çığlık böldü sesini ikiye
Dünle yarın arasında kaldığı bir zamanda
Koştu yalınayak vaktine
Ellerinin arasında tuttu
Düşünce hamurunu ve yoğurdu
Yeniden varlığının gerekçesini
Gök rengini konuşurken bakışlarına
Sökülmüş bir çivi gibi çıktı aklı birden
Paslı ve çürütülmüş idelerini fark etti üzerinde
Çivinin bıraktığı boşluğu üşüdü
İçini ısıtacak kadar bir sebep aradı varlığına
Kendinden var olan tek şeyin adı yokluktu
Yokluktan yonga bile çıkmazken
Bir tanrı nasıl var olurdu
Düşündü sorusunun izinde
Yok olandan bir şey var olmamışsa
Bunca var olanın var oluşunu anlamalıydı ilkin
Dağları direk kılıp
Göğün tavanına kadar uzatanı
Ve her şeyin var olan ağırlığını kararlaştıranı düşündü
Her güce takatince güç vereni anımsadı
Yok’un var ettiği olası değildi ama
Var olanı kaşıdı aklının teninde
Harcı değildi hadsizliğini susmak
İçinde burkularak yol alan bu sorulardan kaçmak
Çare değildi
Taklitten tahkike doğru
Doğruldu içini acıtarak ama mutlu
Ve hep umutlu
Hep umutlu…