8
Yorum
17
Beğeni
5,0
Puan
1083
Okunma

Gurbette yalnızlık devrilirken sokaklara
Zamanıydı ayrılık
Kaç yıl devirdik demlenmişti demlikteki çay gibi
Oysa yeminliydim bir dahamı asla
Düşmem o durağan tuzağa
Zamanıdır ayrılığın
Yanı başımızdaki kilise çanlarının her gongu acıtır çileli geçen yılları
Uzardı yılların sancısı kavururdu içimi
Çare bulamazdım imkânsız
Bir şeyler noksan dı artılar eksiler içinde
Mutluluk bir bana gelmedi
Yaralı bir turnaydı meçhul iklimlerde kalıp unuttu beni
Yeniden denemek ,
Hep hüsran içimde her defasında kırılan onca umutlarım
İnceldim inceldim nereye kadar sabrımı zorlamak nereye kadar
Ah şu sersefil yalnızlığın senin duvarlarında ıslık çalmasaydı
Oysa ben bir hacegan ’dım
Alışmıştım yalnızlığa ben senden gideli seneler oldu
Sen daha neyin peşindesin
Feleğin oklarının yönü hep bana mı ?
Gözlerinin nazarı değmişti yazmamdaki zülüflerime birkere
Unuttun mu gece gibi siyah saçlarımı kanatırdın ellerinle
Her bir telinde serçeler yaralanırdı
Kırılmazdı kanamazdı o ellerin
Senin yüzünden ,
İçimde kanardı kan ayaklarım her gün .
Kaçıp sığınacak zâl bulamazdım
Şimdi ise sen ardımda ağlayan bir revend
Yaptıklarına bin pişman ardım sıra gözlerin yaş yağdırır
Kan revân içindesin
Bu yabancı yollara ardım sıra vurdun kendini
Oysa ben çoktan kalbimi hicrana çalıp kilitledim sana
Duydum ;
Ağlarmış duvardaki okunmayan sararan takvim yaprakların
Masandaki o saat hep çalışırdı nüktedan yıllara inat o şapkası paslı saat
Tik taklar beyninin ortasında cirit oynarken
Gelmesin sesin bana gelmesin
Senden ayrı kalalı ,
Devrân âhularla gel gitteydi bende
Oysa en son demiştim kendi kendime güneş benim yüreğimde olsun
İnsanım nede olsa ,bir şans daha dedim
Yaptığın hatalar âraf’a yol oldu uslanmadın ,olmuyor bir şans daha ..
Bu esirlik nereye kadar !
Demlendi ,
Zamanıdır ayrılığın
5.0
100% (17)