13
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1361
Okunma
Kaçkarlar’ın başını sarmış bir kara duman.
Beşik Dağı, kınalı yârin aguşu gibi.
Yemyeşil ağaçların eteğine dolanmış
Sarı ağu çiçeği, şarba nakışı gibi.
Hamsiköy’e tepeden selam eder Zigana.
Yalçın kaya beline asılı Meryemana.
Karadağ’da, Lişer’de can katılırdı cana.
Hıdır Nebi, Uzun göl, atmaca huşu gibi.
Sevdiğim Çepni kızı, dersin dağda bir çiçek.
Erişti göç zamanı; Kadırga’ya gidecek.
Alaca fistanını giymiş; horon edecek.
Manalı bakışları maral bakışı gibi
Akkese obasının hasreti yaktı beni,
Felek Beşikdüzü’nde peşine taktı beni.
Saldı gurbet ellere, garip bıraktı beni.
Taş yağdırdı başıma Ebabil kuşu gibi.
Tonya’dan Sis Dağı’na yük taşırdı katırlar.
Anıları yazmaya aciz kalır satırlar.
Aşık Çepni biçare sılasını hatırlar.
Karadağ kışı gibi, Kümbet yokuşu gibi.
Şarba: Bir baş örtüsü.
Sarı ağu çiçeği (Zifin): Karadenize has, ormanlarda yetişen güzel kokulu bir çiçek.