ASİYE
Asiyenin gerdanında çifte ben.
Dırmacın püskülü sarkmış belinden. Can suyunu yudumlasam elinden. Sisdağı’nda karda yandı yüreğim. Gözündeki ferde yandı yüreğim. Ardıçatak obasının can kızı. Saçı sırma, yanakları kırmızı. Kucağında aşkar başlı bir kuzu. Sinesinde nârda yandı yüreğim Gözündeki ferde yandı yüreğim. Çarığının ipi yünden örmeli. Kaşı keman, kömür gözü sürmeli Çepni yelek ne yakışmış görmeli. Buluştuğum yerde yandı yüreğim. Gözündeki ferde yandı yüreğim. Ev denirse, bir evi var şımadan. Peştamalı nasiplenmiş yamadan. Renk cümbüşü sırtındaki camadan. Bağrındaki harda yandı yüreğim. Gözündeki ferde yandı yüreğim. Asiye’nin arkasında kufası, Suya gider koltuğunda su tası. Bu ne cilve; ateşlerde yatası. Kimse bilmez nerde yandı yüreğim. Gözündeki ferde yandı yüreğim. Türkü yakar Kadırga’nın sisine. Öykünüyor ala geyik sesine. Çepni kurban yaşmağının süsüne. Gül yüzünde nurda yandı yüreğim. Gözündeki ferde yandı yüreğim. Dırmaç: Yünden örme ucu püskül süslemeli ip. Aşkar: Hayvanların başındaki beyazlık. Şıma: Kum, kireç, çakılla yapılan duvar (Beton) Camadan.: Sırta alınan dastar dokumasından üzeri püskül süslü torba Kufa: Tehtadan su kabı |
Ağustos Böcekleri bu yıl, iki gün evvelden duyurmaya başladı sesini.