1
Yorum
8
Beğeni
5,0
Puan
1342
Okunma

İkiocak İkibinonbeş Cuma Kandil sabahı,hastalığının çok ağır olmasına rağmen son ana kadar neredeyse normal hayatını sürdürüp, hayata vedayıbile her zamanki zerafetiyle karşılayan güzel kadına, Sevgili Annem; SERVET TÜRKER’e ithaf olunur.
Yaşadığım sürece, hep yanımdasın...
ELVEDASIZ
Gidiyorum işte, vakit tamam
Dünyadan aldığım
Kendime düşen
Anılarımla gidiyorum...
Nereye gittiğimi bilmeden
Göçmen kuşlar gibi özgür
Yüzümde tebessüm
İçim rahat gidiyorum...
Güzyaşı dökmesinler ardımdan
Arkamda bir tek ah! bırakmadan
Yaşayamadığım ne varsa
Bilip bilmediğim
Yanıma alıpta gidiyorum...
Bu kez kolay değil
Doğum gibi sancılı olacak
Yeniden,yeniden kucaklayacak belki
Beni hayat
Mutluluğun olduğu yere
Veda etmeden gidiyorum...
Su gibi avuçlarımdan akan
Yalnız benim hayatım
Bilinmez sisli nehir sularınıa bıraktım kendimi
Saçlarımda yağmur
Enbüyük dostum hatalarımı
Yüklenerek gidiyorum...
Kuşların uyuduğu saatte
Güller daha tomurcukken
Göçebe ruhumu alıpta
Kendi sürgünüme gidiyorum...
Yoruldum yılların peşinde koşmaktan
Issız vadilerin arasında
Görülmeden,duyulmadan akan
Bilinmeyen küçük sulara karışıp
Kimseyi yanıma almadan gidiyorum...
Zaman beni deği, ben zamanı yendim
Beyaz bulutlarda yürümek için
Rüzgarlara bırakıp kendimi gidiyorum...
Sevmek kadar güzel
Sevilmek kadar imkansız
Mavi Kelebeklerin peşinden
Belli olmayan yollara gidiyorum...
Yanımda yaşadığım yılların
Çakıl taşlarından birkaçını
Götürüyorum giderken
Eğilip bükülmeden
Dudaklarım mühürlü
Ruhum isyankar
Karanlığı yırtıpta
Denizleri yanıma alıpta gidiyorum...
Artık!
Açılmayan kapılar tek tek açılacak
Kuğuların yıkandığı göllere
Ruhum henüz kirlenmeden
Bilinmez çiçeklerin diyarına gidiyorum...
Esra TÜRKER KONUK
5.0
100% (5)