2
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
1003
Okunma

Yüksünerek taşıyoruz yaşıyor olmanın yükünü
Bu ataletin aklıyla kahrediyoruz takdire
Haddi aşmanın küffarlığına rağmen
Çok fahiş fiat istiyoruz nefesimize
Oğul diyoruz kız diyoruz kızan diyoruz
Malın mülkün pervanesi olup
Can istiyoruz
Canan da canımıza yaran olsun diye
Ve bu saltanat bitmesin diye
Yerin göğün iklimlerini bozup tarumar ediyoruz
Biz iblisi sağda solda değil
Bizzat nefsimiz de taşıyor
Sonra ağız dolusu ona kahrediyoruz.
Konforlu bir kafa ve huzurlu bir kalp
İşte insanın heveskarlığı
Aklın fısıltılarını sus kalbin kınında dursun
Kafatasına bir mürşit göm
Kalbine de bir dünya tanrısı dik
Sonra gel keyfim gel
Yum gözlerini tıka kulaklarını
Yut dilini ve yaşa ölümüne bir dünya
Düşünme değişme bir yarına taşınma
Ye iç eğlen gününü gün et
Makbul olan budur zannıyla her ne varsa tüket
Ölüm mü hani nerede
Sırası mı şimdi.
Bizden olmayan renkleri mavileri yeşilleri beyazları
Silip yeniden konuşasım var
Yeri göğü ve ikisi arasında var olan herşeyi
Evirip çevirip yeniden susasım var
Demem o ki bu hayat bu kaderle yaşanmadan
Benim razı olacağım kaderi çizesim var
Kimin kelime kabına koyduysam kendimi
Eritip içine döküldüysem
Hiç ben olmadım
Beni söyleyen ancak benim aklım benim kalbimdir
Kimsenin rengine kokusuna korkusuna yada sevincine bulaşmaksızın
Sadece benim kelimelerimdir
Hiç kimsenin saçı sakalı sesi soluğu
Yada üstünde ki urbası değilim
Kimsenin nefreti yada sevinci
Ufkuna koyduğu umudu olmak gibi bir kastım da yok
Kimsenin kimseliğini söylemeyi adet edinmedim
Kimse ben değilken ben de kimse değilim
Öyleyse herkesin ben’ligi kendinedir
Senin suçun benim masumiyetimse
Ben de o suçun ortağı olmuşumdur
Anahtar kilidi olmadan hükümsüzdür
Kilit anahtarını yitirmişse esirdir
Sen varsan ben anahtarım
Sen yoksan hükmün hiçliktir
Ben yoksam seni açacak kimdir
Sen kim olursun o zaman bilinmez
Safını sıfatını ve haklılığını tescil ettir kalbine
Yoksa tüm cesametinle üzerine yıkılacaksın
5.0
100% (5)