8
Yorum
25
Beğeni
0,0
Puan
1289
Okunma

düşün ki
parmak izlerinden kirlenmiş bir pencere
gidene el sallanırken
çalınan tüm hayaller
aralık bırakılan yerlerden uçup gitmiş
ve ben
nedamet düşmüş gözlerle
sadece seyretmişim ardını.
fakir düşen gönlümün tüm çabası
bir lokma sevgi iken
avuçlarıma yalnızlık şarkıları düşmüş
başıma taç edip sana göndermişim
padişahı sensin gönlümün deyip
kapıdan çevrileceğini bile bile
reddedilmek ne gariptir
bir duvar dibine
biçare diz çökmek
gelen geçen ayakların sesleri
sokak lambalarının ışıklarına yansırken
suçsuz bir geceye tüm günahları yüklemişim
sevaplar sana kalmış.
yaşlanmayan biçare ruhum
bedene yaslanan acıları gördükçe
poyraz yemiş nazlı çiçek gibi
bir o yana
bir bu yana sallanırken
aşk sarhoşu günler çöreklenmiş
acının çapaklaştırdığı gözlerime.
düşünsene
koskoca asırlık bir çınarın
yorgun dallarının toprağa duyduğu özlemi
başı göğe değen sayılı günlerin
nasıl da zamana sürtünerek geçtiğini
ve kof çıkan aşkın
hüsran perdesini yüzüme kapattığını.
vedanın huzmesi
bedenimi yakarken
ben hala penceremin aşınan yerlerini
ellerimle tıkama çabasındayım.
ve düşünsene çabalarımın nasıl da sonuçsuz kaldığını.
Ayvazım DENİZ