8
Yorum
25
Beğeni
0,0
Puan
1109
Okunma

’ eski kerpiç eve dayanan yüreğim
yıkıntının altında kaldıysan bu tamamen senin suçun
önce dayandığına, sonra kendine bakacaktın.’
ve sen yar
düğmeleri çöz tek tek
soyun sevdamı üzerinden
çırılçıplak bir nefret kuşan beline
dilin kılıç
kes kopar yüreğimi yerinden.
çapraz ateşte kalayım
kızıl bir gonca gibi düşeyim dikenli dalımdan
ilk gelen bassın üzerime
senelerin altına yığılan buz dağı eriyor
birazdan ayaklarım havalanacak
boynumda kızgın urgan
asıldı asılacağım
konuşacak ne varsa konuştuk zaten
son dileğim var ’sus’.
sahipsiz bir kuş gibi havalandığıma aldanma
en can alıcı yerimden yedim kurşunu
yani sol kanadımdan
fazla dayanmam düşerim bir çalı dibine
kurda kuşa yem olurum.
takvimler geri sarar
aynalardan gülen bir sevdanın dudakları
gözleri yıldız
ayaklar aceleci
bulunan hazinenin başına geçme telaşında
ahh Süleyman’ın hazinesi sanmak budalalığı
ne acemilik.
ruhum koparken bedenimden
yerde kalanı seyrederim sessizce
ne çok incinmişlik var yarı aralık gözlerde
ne çok ayrılık görmüş
saçlar yana yatık toprağı öperken
yetiş
o uğursuz ellerinle kapat isterdim
gözleri açık giden bu sevdanın gözlerini.
Ayvazım DENİZ