0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1713
Okunma

Kimse bu garip naşit gibi
seni çiy taneciklerine bürümeyecek
Hiç kimse böyle derinden derine
sözcüklerle kafiyeler üretmeyecek,
Bir gün dalacak gözlerin ufuklara
benzetecek her gördüğünü bana
O Vakit bir garip naşit vardı diye
mırıldanıp durur kelimeler ağzında
Bilmem hangi elinle silersin gözlerinin
buğusunu, bulaşır eline, tenine
Akar iki damla yaş buğulu
gözlerinden seccadene
Çare olmayacaktır o mübarek,
seccadeler o kahrolası dertlerine
Şifa olmayacaktır hiçbir tabibin
yazdığı reçete o kavrulan yüreğine
İbrahim’in atıldığı o cehennem ateşleri
canlanacak gözlerinde, ürkeceksin
şayet rabbim çevirmeyecek
alevlerin yönünü denize
Merhem olacak mı sanırsın dinlediğin
şarkıların o yapmacık sözleri
İkna eder mi yalandan öğütler seni
o güzel merhametsiz gözlerini
Asılır o güzel yüzün darağacına
bir idam cezası yerine
Utanır gözlerin, konuşamaz dillerin
varmaz yüreğin sevda sözcüklerine
Satılır duyguların sevda
yoksunu çocuklara
Sanma bir Mukaddes eşya gibi
paha biçilmez ruhuna
Bir baykuş gibi çekilirsin inzivaya
Kör olur gözlerin gün ışığında
Özenirsin duvarları sevdayla
örülmüş imparatorluklara
Şimdi deryalar kıskanır
gözlerinden akan çılgın yaşları
Bükülür boynun inci çiçekleri
gibi dosta düşmana karşı
Sanır mısın geceleri artık
mehtaplar aydınlatır evinin damını
Sever mi sanırsın bir daha
bu saf kalbim o pas tutmuş bağrını
Açarsın avuçlarını Mevla’ya
edersin dualarını Semâya
Buyurur mu kabulünü bilmem ama
belki o zaman acır halına.