2
Yorum
13
Beğeni
0,0
Puan
1485
Okunma
son saatlerindeyim hücre hapsimin
bir gece daha ölmek üzere
merhaba zırh giyinmiş sabah
yine başıboş gezdirirsin cüssemi
yine yollar peşimde olur
kaldırımlar ensemde
işte her şey dümdüz yine
dün bıraktığım gibi
her şey yerli yerinde
sahil, banklar, umursamazlık çiğneyen çocuklar, o simitçi
fenere konan martılar
köşedeki ayyaş
bir tek ellerim yerine yabancı
bende yine o kunduz telâş
bir uçağı kaçıran terörist gibi
ayrılığın ilk günleri
gözün hep arkada, yüreğin tetikte
manzara resmi gibi sessizim
dut ağacı bülbülü gibi
ki sessizlik boğar beni
bu aralar, sanki üşümüşüm ertesi gibi
sürekli zan altında bırakıyorum kendimi
daha demin gammazladı yine
içimi ırgalayan o serseri
zaman buçuk vuruyor raksını
teyyare dansı yapıyorum denize karşı
kim demiş sarhoşum!
kim demiş zik-zaklar atıyormuşum yoldaki düz çizgilere
öfkemi ilikliyorum kibrime! kolay mı!
işte çekiliyorum
kim daha iyi becerirse diye
kim daha iyi anlatabilirse
bu "leylâ’dan vazgeçme faslını"!..
ToprağınSesi
.