16
Yorum
38
Beğeni
4,9
Puan
1613
Okunma

.
Bıkkın bulutlardı kış, kestaneydi avuçları çocukların
bilmiyordun bir gecenin yarısı ile neler yapıldığını
aklımda zehirli soğuk bi bıçak
ters çevirip koysam diyorum illa bir yere batacak
içli bir özlemek besliyorum hemen dudağımın kenarında
memleket kokusu uzanıp yatmış gibi şurama
kıvırıp bacaklarını, ah annemin eline sağlık
bakıyorum bin yıllık uzaktan kendime
yıldızların süslü ışığı saçlarında, öyle cömert ki rengi siyahın
gözlerinden saçlarına darmadağınık
er düğümleri boynunun, gülüşünden geçince o gürültülü otobüs
yaslıyorum alnımı uzun uzun
sesimin çıplağını giydiremiyor yine de
ardımdan dökülen sular, yönsüz
sen hiç bilme istiyorum kimseyi
kimse kimseyi çok uzun unutmasın
tahliye edildik , dünyanın kelimeleri de yandı
kalmadı kalbimizden başka yürünecek asfalt
ağacın aynasına bakadurdu dağ,
yıkılıp geldi avuçlarıma sonra ,meğer azıcıktı
gümüş ağızlı kırlangıç, bi mevsimdi aslında
yasemenler taşıdı boyuna, boyundan büyük
bir şiire hep sonundan başladım,
ekmeği ortasından kırmayı sevdim,
dişlerimi bir elmadan toplamayı,
gülümsedik, yüksek balkonundan şehrin
çocuk bizdik, oysa saat yüzümüze bakıp dil çıkardı
.
5.0
97% (28)
2.0
3% (1)