1
Yorum
14
Beğeni
0,0
Puan
2003
Okunma

sen beni kahreden zambak
fışkırma deme bana
akma deli deli
yokluğun kuyu vurmuşken bağrıma
öylece yat uyu
kurutulmuş anı çiçeği gibi
bir albümün koynunda
mesafeler zapt eder mi sanıyorsun
gözlerini bağlamak susturur bir ırmağın desibelini
bu kadar kolay mı zamanı klonlamak
neye yarar
iki şarkı arası kadar
fincan duvarlarına tırmanmak
havanın nefessiz kaldığını düşün
buzların üşüdüğünü
yakıcı gülüşler süzülürken
kadranı kızıl vakitler istilâ etmiş
basıncı düşmüş bir uçurtma tırmalıyor hınçla göğü
ellerin çenende
bağdaş kurmuşsun bir cam önüne
diş çıkarıyor diye kutluyorsun ayrılığı
ne zaman düşürdün beni dua gündeminden
bunun neresi ibâdet
takvâya beş kala isyan değil mi bu
düpedüz felâket
hafif bir serinlik çöküyor âniden
cümle barikatları cem ediyor üzerine
bir garip şarkı peydah oluyor
bitiyor dudaklarında
ellerine dokunmadan
dansa kaldırıyor tüylerini
havada kış kokusu
benden önce üşüyor özlemim
şimdi şükürlerim bile küs diyorum
"şimdi servilere düşüyor avaz sesim"
şimdi sesinin bile kokusunu özledim