4
Yorum
6
Beğeni
0,0
Puan
1107
Okunma
Ben bomboş tuvallerin içinde saklı hayâl
Bazen üstümde gezen fırçanın gözyaşıyım
Hiçliğimin hepiyim çoktandır bende bu hâl
Bahtımın rüzgârının azad olmaz kışıyım
Ne de olsa adım hiç hepliğin talaşıyım
Kimsesiz sokaklarda kıvrılıp kalan gölge
Sokak lambalarının oyun ve oynaşıyım
Her sokağın başına hüzün dağıtan bilge
Üzerine basılan bir kaldırım taşıyım
Ne de olsa adım hiç hiçliğin telaşıyım
Ben bu yorgun dağlarda inleyen kaval sesi
Seherde feryat eden bülbülün sırdaşıyım
Geceyi parçalayan bir kuzu melemesi
Gönlümün kadim dostu sazımın gardaşıyım
Ne de olsa adım hiç vuslatın yavaşıyım
Çöl üstünde çeşmeyim damla damla akarım
Ferhat’ın ve Mecnun’un derdinin adaşıyım
Mumdan beterdir ışkım bazen güneş yakarım
Kibrimin münekkidi toprağın lavaşıyım
Ne de olsa adım hiç nefsimin bağdaşıyım
Hep varım vehmederim vehmimdir bana sancı
Çobanın kaval sesi gülistanın yaşıyım
Şairlik bende hancı şiir bana yabancı
Her yanım yara bere ümide Subaşı’yım
Ne de olsa adım hiç çırağın maaşıyım
Karınca taşıyamaz fikrimdeki darayı
Elif’in yüreğinde Makberî savaşıyım
Ruhumdan daha kurak meşhur Babil sarayı
Aşk terzisi elinde Türkistan kumaşıyım
Ne de olsa adım hiç kelâmın naaşıyım
__________________Makberî……11/02/2015…..02:45…..İstanbul