22
Yorum
24
Beğeni
5,0
Puan
2757
Okunma

Gözyaşım hükümdarımdır benim
Hüzünle taht kurar hayatıma
Kırk yamalı bohçalardan
Acı kesiği
Sandık sarısı tülbentler çıkar anne
Beni onlara sar
Sen gideli
Çeyizim sararmış hüzün kanaviçesi…
Başımı gökyüzüne kaldırdığımda
İçimden bulutların geçtiğini
bulutların içinden senin geçtiğini… gördün mü?
Sana geliyorum anne
Yüklenip karanlıkları
Ölüm uçurumunun gözlerinde
Bir ibrişimin ucunda sallanıyorum
Erimiş zift karası caddeleri
Sırtıma yükleniyorum
O harika anılarımızla birlikte
Kahkahalarımızın çınladığı zamanların
çın kırıkları dağılıyor
Tabutunun içine doluşuyorlar
Kocaman bir dağın yıkılışı feryadımı
Duyma anne…
Sana geliyorum anne
Her yeri güzelleştiren yüreğini
Toprağa benzer bir yorgandan soyutlamaya
Gözyaşı damlamı yüzüne düşürmeden
Mermer soğuğu ellerini vücudunu ısıtmaya
Çık topraktan sarıl bana
Sımsıcak yapayım sarayım kollarıma
üç mezar arası bir yol
babama ablama ve sana
mezarlar çöksede
Bu toprağın bir oyunu
Herkes toprağa gömülür anne
Sen yüreğime…
Sana geliyorum anne
Gömülüyorum
Tunçtan gecenin soğuk kollarına
Mamafih yaşıyor muyum ölümüyüm
Bilmiyorum asırmıyım dünmüyüm
Son bir bahar ver bana dünyalık
Sonra razıyım penceremi dışarıdan kapatmaya
Üç mezar arası mesafe
Bizi bize bağlayan gümüş kordon
Var olacak ben yaşadıkça
Anılarımız evimiz akşamsefaları bitti
Kanatsız güvercinlerimiz
Balkonumuzdan kabrine yağdı
Uçurum ortası boşlukta bir deftere
Ayrılığa sonne şiirler yazılıyor durmadan
Yıldızlar yağmurlar yüreğimi parçalıyor
Gökyüzünü yorgan yaptım üstüne
Uyan anne
Uyan…
Ayşegül aşkım karagöz
kuşları ve kedileri çok seven şair
5.0
100% (26)