1
Yorum
7
Beğeni
0,0
Puan
1070
Okunma
havada dönen
gök kırıntılarından kalma
seninle dolu içim
seninle içtiğim bir bardak çay
sevgi büyük his
yanıp sönen su kasidesi
bir harf bile değil
dudaklarımdan düşen aşk merasimi
ama bana aittir bu dağınık sofra
kaldırımları yaz düşkünü yollar
kokuları tiril tiril göğsünde
ağaçlarla
akşama doğru güneşe veda ederken
gözlerimi kapatınca mutlu
sarılacakmış gibi uzayan anılar bırakıyorsun bana
ve boşluk içinde böyle tatlı
merhamet dolu değildi gün doğumları
şehrin kalbinde örselenmiş çocuk elleri
incitilmiş anne yüreğinden aşka sarkan
iki uçlu insan yüzüm
ve sonunu bildiğin kaybedilmiş kalelerden
geriye çekilen tüm anılarım
beyaz bulutlar gibi unutunca seni
belki kanatları kırık bir at
üzülünce sevgilinin ağaran saçları olacaktın
yine de yaşamak saatidir işte
olasılıkların kör sesinde saklı
çıkartırsın boşluğun göğsünden geçenleri
yanakları sıcak göz yaşlarıyla yıkanmış bir havada
tesellisi yağar şiirin
gök kırıntılarından kalma.