SILA UZAK DEĞİL

Bilmem şu gurbette ne işimiz var!
Sılada bir garip Köyümüz vardır.
Olsa da yolları-sokakları dar,
Yetmez mi, Dragon Çayımız vardır!

Durur mu Köy’deki evin yıkığı?
Ben görmedim bahçedeki çöküğü,
Ovada yarpuzu, dağda kekiği,
Yaylada içilmez suyumuz vardır.

Üç yüz yıl önce gelmişiz Köy’e,
Öyle bir köy ki, yürümez deve,
Üç-dört kuşak birden toplanır eve,
O kadar kuvvetli bağımız vardır.

Bolluğa alışmış, cimrilik yoktur,
Gölgen geniş ise ahbabın çoktur,
Açlıktan ölse de her zaman toktur,
Keçiden inatça huyumuz vardır.

Bir araya gelemedik biz çoktan,
Gurbete çakılıp kalmışız yoktan,
Ayrı yaşamak da zor imiş kökten,
Aşılacak birkaç dağımız vardır.

Yılları saymışız, ne kaldı şurda?
Sağlıkla döneriz inşallah yurda,
Diken üstündeyiz dostlarım burda,
Ok hazır, gerilmiş yayımız vardır.

Arif der ki, dayanamam gurbete,
Sıla uzak değil, bir adım öte,
İmrenmem yazlığa, ne de bir yata,
Sılada sıcacık evimiz vardır.

Arif GÖLGE
(Mersin, 2 Temmuz 2001)