3
Yorum
13
Beğeni
0,0
Puan
2428
Okunma

ah
yıllara inat her dönüşümde Pierre Loti’ye
ben yine seni arasam
otobüsün koltuğunda unutulmuş bir roman gibi
bir yanım hep eksik olsa, çorbamda ki tuz kadar
ben İstanbul olsam
sen biraz Eminönü bir nefeslik Kadıköy
Üsküdar’a giderken yakalansak yağmura büyük bir dolu öncesi!
ısıtsak ellerimizi sonra
Kanlıca’da kuzineli bir sobada
ya da sen kız kulesi olsan
ben sana
deniz/aşırı - aşık o taş adam galata
bir martı şiir taşısa gagasıyla
bir vapur; simit
bir yunus evlere şenlik denizin ortasında
bir gülüş aşk bıraksa yanağına
balık mevsimini açsak seninle Tarabya’da
sevip, okşayıp denize salsak kurtarıp ağlardan oltalardan
sarhoş olsak iyot kokusundan bekçi olsa bu şehir
biz kaçak
sen bana
ben sana
saklasa bizi bir aşka madam Despina
üstümüze kırk kilit vursa
ardında mösyö Agop
anlarlar sevdadan ne de olsa
...sarılsak
hayal kursak başbaşa
mum ışıkları dans ederken yüzümüzde
üzerine bulut cökmüş, sisli, puslu bir masalı aralasa bir melek
bir ev
boyası bembeyaz
kapının eşiğinde pembe begonyalar
ve pencerelerinde küpeli
rüzgarda akşam sefası biraz
iki demli çay
radyoda hırçın Karadeniz’in dalga sesleri
eski evler eski kadınlar kadar güzeldir bilirim
boyaları silinip tahtaları dökülse de
kapısında hep bir kadın gülümser
yüzünde sadakatin çizgileri
bir İstanbul çıkmaz hatırımdan
bir de siyah beyaz resimler
HaSan
Seslendirmede bana yardımcı olan Funda kardeşime teşekkürlerimle
(seslendirmeyi haberin olmadan düet yaptım dohtur hanım)