7
Yorum
33
Beğeni
0,0
Puan
1896
Okunma

Yıllar sonra
âmâ bir dilencinin
avucuna bırakılan
sadakaydı gençliğim
sokak şarkıcısının gitarında ezgi
dilinde türkü ile dağıldı düşlerim
terk edilen çocukluğum muydu?
kayıp ilanı verilirken
parmaklarımın arasına sıkıştırılmış
bir kâğıtta künyem
cumartesi annelerinden gelen
şefkâtli elleri sımsıkı tutup
küçük kalbime taşırdım çocuk umutları
dilek tutardım gök/kuşağından geçerken
ismimin abaküs
alfabesi dağılırken yerlere
harflerini tek tek toplayarak
sardım yaralarımı
sırtında ağır yük taşıyan işçiliğimle
ölümü süpüren
bir çöpcü’nün kirli ellerini öptüm
hüsrana uğrayan
kan sızan bakışlarımı
gök/yüzünde uçan
kuşların kanadına bağladım
çekerken ciğerlerime
bu kentin is kokusunu
çok gürültülüydü memleketim
karanfil kokulu sokaklar aradım
dramatik yüzlerin
ağır ’sus’larıydı sesim
hangi acıya uğrasam
bayat bir anıyla karşılaştım
meydanda geriye kalmış isyanın rüzgârı
son uykusuna yatmış bir zamandı düşlerim
artık söz geçmez bir firarın kaçağıyım
alışı gelmiş beklentilerden uzak
en fazla uçurtmaların olduğu
gök/yüzünün mavisine adam akıllı sürgünüm...
....
MELTEM KINIC