26
Yorum
30
Beğeni
5,0
Puan
3773
Okunma

Soluyan bir insan gibiydi
Ölüm döşeğinde kimsesiz
Zor yakalardı her sabahı
Ve her akşamı
Doksanüç sokağın en cefakarı
Evimiz !...
+++++
Benzemezdi diğerlerine,
Tek katlı bir sığınak gibiydi
Bizim hane...
Mor salkımlı sarmaşık ağı
Duvarlarını süslerdi
Pençe pençe
Sanırdın evimizin sancağı
Dolardı arka sokağı gözetleyen penceresinden
Çürüyen ciğerlerine
Güney’in o sarı sıcağı !...
+++++
Daracık bir çıkmazda karşı karşıya
Yazgılarıyla paslaşırdı evler
Çaresizce
Buram buram tüterdi anılar oralarda
Küflü solumaları hala hatırım da
Türlü çiçekler ekilirdi bahçemize
Tohum tohum gezinirdi dönerek
Anamın alın teri o ak yüzünde...
+++++
Doksanüç sokağın kuralları vardı
Sokağı baştan sona arşınlardı
Sulanmazdı yaşamları çocuklların orada
Onlar hiç büyümeyecek bir ağaç gibi yaşarlardı...
+++++
Doksanüç sokakta sahipsizdi uçurtmalar
Gökyüzü öfkeli olurdu alabildiğine
Su,gazete ve simit satarlardı çocuklar
Ziyan olurdu uçurtma mevsimleri yine
Tek mevsimle yetinirdi onlar
Tek mevsimle
Güneş hiç doğmazdı çocukların üzerlerine !...
+++++
Bir başka türlü gezerdi bazen de
Doksanüç sokağın melankolik rüzgarları
Dökülürdü hüzünlü şarkı kırık bir camdan
Doksan üç sokağın yorgun taşlarına
"Dede Efendi " İkramıyla bir pilli radyodan !...
+++++
Zordu,
Doksan üç sokak da yaşamak çok zordu
Sevgisiz ve ölümcül yaşamak ise en zordu
Aydınlanmazdı karanlıklar bu sokakta,
Zaten o sokağa hiç güneş doğmuyordu !!!...
İ.HAKKI GÜRCANOK
-- A D A N A --
5.0
100% (30)