8
Yorum
42
Beğeni
0,0
Puan
2462
Okunma

Ya kalbimi, yerinden söküp uzağa fırlat
Ya da benli davayı mahşere kadar kapat
Ya anlat rüzgârlara esip durmasın hoyrat
Ya da rüyalarımdan çıkarıver kendini
Beni uyandırmadan kurtarıver kendini
---
Her ’yeter’ nidasında kenara bir çentik at
Farz et benden ötürü dillenmişti malumat
Sen olsan kalır mıydın benimle bana inat
Susma gözümün nuru bir daha soruyorum
Cevap ver ne olursun, son defa soruyorum
Sır gibi sakladığın ne ise o hakikat
Seni benden aldı ya gerisi teferruat
Görsen tanımazsın hem, mezar kaçkını surat
Birbirine karışmış gözün akı, karası
Anlayacağın tende, bir ölü manzarası
Bilirim hacet yoktu hal-i beyana fakat
Zannetme ki o günden beri içim pek rahat
Ortada, ne bir kusur vardı ne de kabahat
Kâbus desem değildi asla inanmıyorum
Nasıl bu hâle geldik hâlâ inanmıyorum
Madem daha güzelmiş sessiz ve sakin hayat
Madem gönülsüzlüğün, adı olmuş tabiat
Sen sükûta devam et gelmesin bir zayiat
Şimdi‘’kal sağlıcakla’’ deyip giderdim amma
Fikrime, hislerimi katmasaydı dilemma
Yüreğimde bir telâş bir acele bir sür’at
Adını andığımda artıyorsa katbekat
Çınlıyorsa gök kubbe feryada edip sebat
Sözün bittiği yerde, ölmüşüm haberim yok
Çoktan derin uykuya dalmışım haberim yok….
Aralık/2014/NÜS